5 Nisan 2017 Çarşamba

Türk Halk Anlatılarında "Tepegöz"

Dede Korkut Kitabı’nda Basat’ın Tepegöz’ü öldürdüğü hikâyenin kısa özeti şöyledir: 

Oğuz kavmi düşmandan kaçarken yolda Aruz Koca’nın küçük çocuğunu düşürürler. Onu bir aslan bulup büyütür. Bir müddet sonra çocuk bulunur ve Dede Korkut çocuğa insanoğlu olduğunu hatırlatarak Basat adını verir. Bu arada yaylaya göç ederken Aruz’un çobanı Konur Koca Saru Çoban bir peri ile ilişkisi sonucu, bir yıl sonra Tepegöz dünyaya gelir. Tepegöz büyütülmesi için Aruz kocaya verilir, ancak Tepegöz dadıların emerken canını alır, ileri dönemlerde çocukların kulaklarını ve burunlarını yer, bunun üzerine Aruz tarafından kovalanır. Annesi tarafından ok ve kılıç işlememesi için yüzük geçirilen Tepegöz bir dağa yerleşir ve büyük bir harami olur. Anlaşmak için Tepegöz Dede Korkut’tan günde iki adam ve 500 koyuna razı olur.

Tepegöz her evden sıra ile bir oğul yerken, sıra Kapak Kan’ın ikinci oğluna gelir. Kapak Kan’ın eşi Basat’tan yardım ister. Basat’ın attığı okları sinek sanan Tepegöz, onu çizmesinin içine sokar. Oradan kurutulan Basat, onun sadece gözünde et olduğunu öğrenir ve süngüsünü ocakta kızdırarak gözüne basar. Tepegöz mağaranın kapısında durarak koyunları tek tek dışarı çıkarır. Basat bir koçun derisine girerek dışarı çıkar. Tepegöz onu yakalamak için yüzüğünü verir, ancak yine yakalayamaz. Hazinesini vermek amacıyla soktuğu kümbetten de Basat kurtulur. Mağaranın kapısında gelip giden kılıcı yerinden alan Basat, Tepegöz’ün boynunu vurur. Oğuzların şenliği ve Dede Korkut’un duasıyla hikâye son bulur.

Dede Korkut Kitabı içerisinde yer alan Tepegöz’ü, bir Çuvaş alp anlatmasında Altırkuş (Kepçegöz) olarak görürüz. Çuvaş anlatmasında Altırkuş şöyle geçmektedir:

“Alp Altırkuş'u (Kepçegöz'ü) Yeniyor”

Alama ülkesinde tek gözlü, kıllı vücutlu, kibirli aç gözlü Altırkuş yaşamış. Sadece bir gözü olmasına rağmen o, uzakları, her şeyi görürmüş. Onun midesine bir yiyişte yetmiş öküz, otuz fıçı şerbet girermiş. Alama ülkesindeki bütün halk, bu Altırkuş için çalışıp yaşamış, Altırkuş 'u doyurmuş.

Alama ülkesinde hükümdar olarak yaşamak ona yetmemiş. Onun aklına, alp yiğidin ülkesini işgal etmek aklına gelmiş.
"-Gelecekte alp yiğit de benim çobanım olsun, benim sürümü gütsün! Bana güçlü çoban gerek. "diye bağırmaya başlamış.

Alp bu sözleri duyunca hiç umursamamış. "-Aç gözlünün çobanı olmam, adımı kötületmem. Esremet 'ten korkup ateş yakıp kaçmak yok. Karşılaşmak istiyorsan haydi çık kır ortasına." diye söylemiş. Alp yiğit, Altırkuş 'a karşı böyle söylemiş ve İdil kenarına bozkır ortasına çıkıp durmuş. Diğer kötü gelip yetişir yetişmez birbirine girmişler. Birbirlerini sarsıyorlarmış, birbirlerini eziyorlarmış. Güreşe güreşe, eze eze Alp sonunda son gücünü toparlayıp, diğer kötüyü sıkıca kavrayıp göğe kaldırmış. Diğerinin kokan nefesi "pof!" diye çıkmış. Altırkuş 'un gücü, sadece bu kötü nefesteymiş. Alp de aç gözlüyü yedi denizin öbür tarafına fırlatmış.

> Bülent Bayram, Oğuz Epik Anlatmaları ve Çuvaş Alp Hikayeleri’nde Kutsal Kurt ve Tepegöz, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi (İzmir), C. 4, S.1, s.s.19-27

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Boynuzlu Maral Ana Efsanesi

Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi adlı romanda Mümin Dede’nin torununa anlattığı Boynuzlu Maral Ana efsanesi Kırgızların Buğu Boyunun beyaz re...